Çin'den gelen talep, elektrikli otomobil satışlarını yükseltebilir
Ototeknikveri 29 Mayıs 2017 09:37
Avrupa'daki ve ABD'deki elektrikli otomobil satışları yavaş yavaş büyümeye devam ediyor ancak Çin'in elektrifikasyona yön vermesi, önümüzdeki birkaç yıl içinde yeni elektrikli modellerin sel gibi piyasaya akmasını sağlayacak.
Giderek daha fazla kişi geleneksel araçlardan uzaklaşarak elektrikli otomobillere yöneliyor. Bu yılın ilk yarısı sona ermek üzereyken şu ana kadar 'alternatif yakıtlı' araç satışları tüm yeni araç kayıtlarının yaklaşık % 4'ünü oluşturdu. Avrupa'da devletlerin elektrikli otomobilleri en çok teşvik ettiği ve bu tip araçların satışlarının en yüksek olduğu üç ülke sırasıyla Hollanda, Norveç ve İngiltere. Trend ise tüm dünyada benzer şekilde ilerliyor ve elektrikli taşıtlar giderek daha fazla benimseniyor. Bu yılın Mart ayı, Avrupa'daki elektrikli otomobil satışları için Aralık 2015 ve mali teşviklerin zirveye ulaştığı 2016 tarihlerinin ardından üçüncü en iyi ay oldu. Yeni Renault Zoe ve Nissan Leaf, plug-in hibrit Mitsubishi Outlander ile birlikte en popüler modeller oldu. Elektrikli araç satışları, bölgedeki toplam satışların yaklaşık % 1'i civarında.
ABD'de, büyük kapasiteli benzinli motorlara bağlılık daha derin ancak burada da elektrikli otomobillere kayma belirtileri hala cesaret verici. Tesla'nın liderliğinde, bu yılın ilk üç ayında Nissan Leaf ve yeni Chevrolet Bolt'un da satışlarının artmasıyla elektrikli otomobiller ilk kez satışların % 1'den fazlasını oluşturdu; bu da yıllık % 74 artış anlamına geliyor. Hibrit satışları da benzer bir oranda büyüyor.
En büyük otomobil üreticilerinin elektrikli sürüş teknolojilerine ilgileri giderek artıyor ve önümüzdeki 8 yıl içinde piyasaya farklı markalardan en az 100 yeni elektrikli ve hibrit otomobil modeli çıkması bekleniyor. Otomotiv sanayii çok sayıda pilli elektrikli ve hibrit model için milyar dolarlık yatırım planları yapıyor.
Yine de özellikle Avrupa ve ABD'de elektrikli taşıtların yaygınlaşma temposu için "çığ" yerine "sızıntı" tabirini kullanmak daha doğru olur. Karşılaştırma yapacak olursak, Mart ayında Avrupa'da 4000'den az Renault Zoe satıldı, Ford Fiesta ise 48.000 adet satıldı. Üstelik, çok pahalı Tesla elektrikli otomobiller için bile, kâr marjları henüz çok küçük. Bu da elektrikli taşıtlara yapılan yatırımın geri dönüşünün kısa sürede olmayacağı anlamına geliyor.
Peki bu eğilimi yönlendiren şey nedir? Öncelikli sebep emisyon düşürme hedefleri. Avrupa Birliği 2021 yılına kadar ortalama filo emisyonlarını 95 g/km'ye, 2025 yılına kadar ise 70 g/km'ye düşürmeyi hedefliyor. Tüm dünya pazarlarında bu hedefler geniş yankı uyandırıyor ve yasa koyucuların ve kamu sağlık görevlilerinin karbondioksit emisyonlarını azaltmaya kararlı olduklarının altını çiziyor. Bu emisyon hedefleri bir kez yasalaştı mı artık üreticiler kuralları delmeyi de göze alamayacak ve müşterilerin talepleri ne yönde olursa olsun yasalarla belirlenen bu çerçeveye uygun otomobiller üretecek. Yine de, emisyon hedefleri de üreticilerin elektrikli teknolojilere büyük ilgisini tam olarak açıklamıyor.
Gelişmenin arkasındaki gerçek itici güç ise, Çin'de yaşananlar ve elektrikli hibritlerin ve tam elektrikli otomobillerin satışı için bu ülkedeki çok büyük potansiyel. Bu sadece Çin'de çok satış yapıp iyi gelir elde etme meselesi değil bir bakıma ölüm kalım meselesi, bu büyük pazardaki elektrikli otomobillere olan ilgiyi değerlendiremeyen markalar teknoloji rekabetinde geriye düşebilir ve diğer pazarlarda da kan kaybetmeye başlayabilir.
Çin elektrikli otomobillere neden bu kadar önem veriyor? Görünüşe göre ağır sanayi kaynaklı kirliliğin azaltılması hedefinin yanı sıra Çinli yetkililer, ülkenin ithal petrole bağımlılığından da kurtulmaya kararlı. Aynı zamanda, ülke bu 100 yılda bir yakalanabilecek büyük teknolojik dönüşümde liderlik fırsatını elden bırakmamak istiyor. SAIC, Geely ve Trumpchi gibi Çinli otomobil üreticilerini elektrikli aktarma organları teknolojileri üzerinde yoğunlaşmaya teşvik ederek Çin, uluslararası pazarda da başarılı bir yerli otomobil endüstrisi kurma fırsatı gördü. Bu, on yıldan fazla bir süre önce doğmuş ancak şimdi meyveleri toplanmaya başlanan bir plan.
Geçtiğimiz ay Çin'in Sanayi ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı (MIIT) gelecekteki ulaşım için bir yol haritası çıkardığını açıkladı. Geçtiğimiz yıl Çin'de 28 milyondan fazla araba satıldı ve bir kez daha iki haneli rakamlarla büyüme kaydedildi. ABD'deki otomobil satışları ise 17.5 milyon adette kaldı. 2025 yılına kadar MIIT, Çin'de otomobil satışlarının 35 milyona ulaşacağını öngörüyor ve bu toplamın % 20'sini Yeni Enerji Araçları (NEV) olarak anılan hidrojen yakıt hücreli, hibrit, tam elektrikli ve benzeri taşıtların oluşturması bekleniyor. Bu yaklaşık olarak 7 milyon elektrikli otomobil satılacağı anlamına geliyor. Geçen yıl dünya çapında yaklaşık 2 milyon elektrikli araç satıldığı göz önüne alınırsa, çok büyük bir artış beklendiği ortaya çıkıyor.
MITT 2025 yılına kadar Çin'de yeni otomobil satışlarının çoğunun elektrikli otomobillerden oluşmasını istiyor ve tarih Çin hükümetinin istediği şeyi elde etmekte başarılı olduğunu çok kez gösterdi.
Böyle bir değişim, elektrikli taşıtların dünya çapında benimsenmesi için de çok önemli olacak. Bugüne kadar, bilindik otomobil üreticileri Tesla gibi yeni oyuncuların elektrikli teknolojilerde başı çekmesine göz yumdu ancak gelişmeler artık bütün otomobil üreticilerinin bu alana kaymasının kaçınılmaz olduğunu gösteriyor.
Buna paralel olarak, Çin yerli otomobil üreticilerine de önem veriyor, daha zayıf firmaların bir kısmının daha büyük firmalarla birleşerek gelişmiş ürünler hazırlamasını ve Batı markaları ile ortak girişimler başlatmasını teşvik ediyor. Çinli üreticilerin, fiyat ölçeğinin en alt seviyesine odaklanmış olsalar da bugün iç pazarda sağlıklı bir şekilde % 45 payı var. Çin gibi büyük bir ülkede bu oran önemli Ar-Ge yatırımları yapmak ve uluslararası piyasalara göz dikmek için yeterli.
Bu politikaların yerleşik küresel markalar üzerindeki etkisi iki taraflı. Çin'de çok sayıda elektrikli otomobil satma fırsatı var, ancak ülkenin ortak girişimlere ilişkin kuralları, Çinli ortakların süreçte elde edeceği kar ve uzmanlığı Batılı ortak için bir tehdit haline getirerek başarıları gölgeliyor. Bu sayede Çinli üreticiler global piyasalar için daha uzun sürüş mesafeli ya da daha düşük fiyatlı ve daha iyi elektrikli otomobiller geliştirebilir. Çin'den gelen bu tehditi gören Toyota ve Honda gibi markalar yeni tam elektrikli otomobiller geliştireceklerini açıkladılar.
2013 gibi yakın bir tarihte Toyota elektrikli otomobillerin sınırlılığına dikkat çekmiş ve hidrojenli güç atarma organlarına geçişte maliyet ve uygulanabilirlik açısından en uygun çözümün hibrit otomobiller olduğunu söylemişti. Honda da elektrikli otomobillere aynı şekilde bakıyordu. Şimdi ise bu markalar tam elektrikli otomobiller hazırlıyorlar. Bunun nedeni ise Çin'in hibrit otomobilleri NEV (yeni enerjili otomobiller) kategorisinden çıkartmaya hazırlanıyor olması. Bu gelişme Japon markaları dünyanın en büyük pazarı Çin'de geriye düşürebilirdi ve bu göze alınamaycak kadar büyük bir risk.
Önümüzdeki günlerde bu alandaki gelişmelerin nasıl şekilleneceğini görmek ve tarihe tanıklık etmek herkes için çok etkileyici bir deneyim olacak. Otomobil üreticilerinin elektrifikasyona geçişte neden bu kadar acele ettiklerini anlamak bu yüzden önem taşıyor ve sektördeki gelişmeler hatta sektör içindeki entrikalar eskisinden daha da fazla ilgi çekiyor. Bu bağlamda, Volkswagen'in Dieselgate'in ardından 2025'te yılda bir 1 milyon elektrikli otomobil satma hedefi koyması ya da Jaguar'ın sadece 10 - 20 bin adet satabileceğini itiraf ettiği halde I-Pace modelini piyasaya sürmeye karar vermesi artık çılgınlık gibi görülmüyor.
İster zorunlu olsun isterse kendiliğinden olsun, Çin'deki tüketicilerin talebi pazarı zorlayacak ve büyük otomobil üreticileri ile Çin'in kendi markaları arasında bir savaş yaşanacak.
Son Güncelleme : 30 Mayıs 2017
