VOLVO, DRİVE ME PROJESİNİN İLK BİLGİLERİNİ AÇIKLADI

Ototeknikveri     20 Şubat 2015 09:59

Volvo Cars, kendi kendine giden otomobil teknolojilerinde ulaştığı son noktayı, online basın toplantısı ile açıkladı.

VOLVO, DRİVE ME PROJESİNİN İLK BİLGİLERİNİ AÇIKLADI
- A +
Yorum yaz

İlgili Haberler

Volvo, ikinci yılına girdiği kendiliğinden gidebilen otomobil çalışmaları olan Drive Me projesinin geldiği son noktayı, online basın toplantısı ile duyurdu. Karışık algılayıcılar ağı, bulut tabanlı konumlandırma sistemleri, akıllı fren ve direksiyon teknolojileri temelinde geliştirilen bu sistem ile Volvo, her gün evden işe giderken yaşanan kayıp zamanı kaliteli zamana dönüştürmeyi hedefliyor. Bu sayede, iş ve keyif için yeni fırsatlar oluşturacak Volvo, 2017 yılında Göteborg civarında seçilmiş yollarda 100 adet kendi kendine giden otomobilin olması hedefine doğru hızla ilerliyor. Volvo'nun sürdürülebilir hareketlilik ve kazasız bir gelecek yaratma planlarının merkezinde yer alan bu teknoloji de asıl zorluk, trafik senaryoları için olduğu kadar oluşabilecek teknik hatalarla da başa çıkabilecek bir oto-pilot tasarlamak. Burada sürücünün kritik bir durum karşısında aniden devreye girmesi beklenmemeli. Otomobiller, otonom sürüşü ilk başta, sadece seçilmiş yollarda ve uygun koşullarda, mesela ilerleyen trafik, bisikletler ve yayalar olmadan gerçekleştirecekler. Drive Me sisteminin resimlerine aşağıdaki galeri linkinden ulaşabilirsinizz.

 

Drive Me sistem çözümlerinden bazıları 

Algılayıcı teknolojileri 
Volvo Cars, otomobillerin çevresini 360 derece algılayan ve tam yerini belirleyen müthiş bir çözüm geliştiriyor. Bu teknoloji içerisinde çoklu radarlar, kameralar ve lazer algılayıcılar yer alıyor. Bir bilgisayar ve işlemci tüm verileri işliyor ve çevredeki hareketli ve durağan objelerin haritasını çıkarıyor. Kesin konum, GPS bilgisi, çevresel bilgiler ve sürekli güncellenen yüksek çözünürlüklü bir 3 boyutlu dijital haritanın birleştirilmesi ile elde ediliyor. Sistem, sürücü denetimine ihtiyaç duymayacak kadar güvenli. 

 

Radar ve kameranın birleştirilmesi 
Tüm yeni Volvo XC90’ların ön camında 76Ghz frekanslı dalga radarı ve kamera yer alıyor. Bu sistem trafik işaretlerini okuyor ve tıpkı diğer sürücüler gibi yolda olan diğer cisimleri takip ediyor. 


Çevre Radarlar 
Ön ve arka tamponların arkasında yer alan dört adet radar (otomobilin dört köşesinde) cisimleri her açıdan algılıyor. Sola, sağa yayılan radyo dalgaları ile otomobilin 360 derece tüm çevresi izleniyor. 


360 derece görüş 
4 adet kamera araca yaklaşan cisimleri izliyor. İkisi dış aynaların altında, biri arka tamponda bir diğeri ise ızgaranın içerisinde yer alıyor. Bu kameralar yaklaşan cisimleri incelemenin yanında yol çizgilerini de takip ediyorlar. Kameraların takip mesafesi çok uzun ve ayrıca örneğin bir tünele girildiği zaman olduğu gibi durumlarda, ışık değişikliklerine karşı çok hızlı adapte olabilme gibi bir özellikleri de bulunuyor.


Çoklu ışıklı lazer tarayıcı 
Bu algılayıcı sistem, otomobilin önündeki hava girişinin altında yer alıyor. Tarayıcı, çok yüksek çözünürlükle çalışıyor ve otomobilin önündeki cisimleri algılıyor. Ayrıca cisimleri birbirinden ayrıştırıyor. Lazer algılayıcı, 150 metre menzile ve 140 derece görüş açısına sahip. 


Üç odaklı kamera 
Ön camın arkasında üstte yer alan üç odaklı bir kamera, 3 ayrı kamerayı tek bir kamera içerisinde bir araya getiriyor. 140 derecelik bir geniş açılı kamera, 45 derecelik bir uzun menzilli kamera ve 34 derecelik bir dar açılı kamera bir araya gelerek hem uzun mesafeleri izleme, hem de derin bir algılama imkânı sağlıyor. Kamera yola aniden çıkan yayaları ve beklenmeyen durumları da takip ediyor. 


Uzun mesafe Radarlar 
Arka tamponda yer alan 2 uzun mesafe radarı iyi bir geri gidiş görüşü sağlıyor. Bu teknoloji, arkadan hızla yaklaşan araçları algılayarak, şerit değiştirirken de faydalı oluyor. 


Ultrasonik algılayıcılar 
12 adet ultrasonik algılayıcı, otomobile yaklaşan cisimleri algılıyor ve düşük hızda giderken otonom sürüşe sürekli destek sağlıyor. Bu algılayıcıların altyapısı, mevcut park destek sistemlerinde kullanılan teknolojilerin daha ileri sinyal işleme sistemleri haline getirilmesine dayanıyor. Bu teknolojinin kullanıldığı beklenmedik durumlara en iyi örnek yola aniden yaya çıkması ya da yolda karşılaşılan çukurlar. 


Yüksek çözünürlüklü 3D dijital harita 
Yüksek çözünürlüklü bir 3D harita otomobile çevreyle ilgili bilgi sağlıyor. Örneğin; yükseklik, şerit sayısı, tünellerin geometrisi, işaretler, çıkışlar, vb. konum geometrisi kimi zaman santimetre düzeyinde oluyor. 


Yüksek Performanslı Konumlama 
Yüksek performanslı GPS, ileri düzey bir GPS, 3 dereceli bir bağımsız ivmeölçer ve 3 dereceli bir bağımsız cayro’dan oluşan bir sistemin sadece bir bölümünü oluşturuyor. Haritaya ait algılayıcılardan gelen 360 derece verileri de birleştirerek otomobil konumu ve kendisini çevreleyenler hakkında bilgi sahibi oluyor. Drive Me otomobil, haritadan ve algılayıcılardan gelen bilgileri birleştirerek yolun eğimi, hız limiti işaretleri ve diğer trafik koşullarına da bakarak gerçek zamanlı olarak en iyi rotayı seçiyor. 


Bulut hizmetleri 
Bulut servis trafik merkezine bağlanıyor. Böylelikle en güncel trafik bilgisi elde ediliyor. Kontrol merkezi operatörleri gerekirse sürücüye otonom moddan çıkması gerektiğini de bildirebiliyorlar. 

Son Güncelleme : 20 Şubat 2015

ÜYELERİMİZDEN YORUMLAR

default_user

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

DİĞER HABERLER

Popüler Haberler

UZMANDAN CEVAPLAR

Logo
Şifremi Unuttum
Logo