4. DÜNYADA HİBRİD ELEKTRİKLİ ARAÇLARIN DURUMU

4. DÜNYADA HİBRİD ELEKTRİKLİ ARAÇLARIN DURUMU

 

İlk kez 1997’de tanıtılıp Ocak 2000’de piyasaya çıkan dünyanın ilk seri üretim hibrid motorlu aracı olan Toyota Prius, şimdiye kadar 1.000.000 adedin üzerinde satış rakamına ulaşmasıyla dikkat çekmektedir. Karma hibrid sistem prensiplerine göre çalışan bu otomobilde alışılmış içten yanmalı bir motorun yanı sıra nikel metal hidrür akü, bir jeneratör ve bir de elektrik motoru görev yapmaktadır. Geçen yıllarla birlikte farklı jenerasyonları üretilen Prius, şu an üçüncü nesliyle yollardadır.

1999 yılında tanıtılan Insight modeli ise Honda’nın ilk seri üretim hibrid elektrikli aracıdır. Bu araç paralel hibrid sistem prensipleriyle çalışmaktadır. Araçta 8 HP’lik DC fırçasız elektrik motoru bulunmaktadır. 20 kg ağırlığında ve 0.94 kwh kapasitedeki aküler ise bu motorun beslenmesini sağlamaktadır. 100 kilometrede 3,4 litre benzin tüketen Honda Insight, 2 kişilik bir otomobil olarak tasarlanmıştı. Düşük yakıt tüketme özelliğini küçük hacimli motoruna olduğu kadar son derece aerodinamik yapısına ve karoserinde kullanılan hafif parçalara da borçlu olan Insight’ta 1 litre hacimli bir motor ve IMA (Entegre Motor Destek Sistemi) görev yapıyordu. Şehir içi kullanımında oldukça ekonomik olan motor, ivmelenme için daha fazla güce ihtiyaç duyulduğunda sistemde bulunan elektrikli motorunu devreye sokuyordu. 2010 yılı itibariyle ilk nesil Insight yerini dört kapılı bir karosere sahip ikinci nesiline bırakmıştır.

Bu iki aracın öncülük ettiği hibrid elektrikli araçlara, gelişen teknoloji ile beraber yeni modeller katılmıştır. Bu modellerin önünü kesen en büyük engel ise dizel motor teknolojisinde yaşanan gelişmeler olmuştur. Aşırı beslemenin dizel motorlara uygulanmasıyla yüksek güç elde edilip düşük tüketim değerlerine ulaşılabilmiştir. Aşırı beslemeli dizel motorlara sahip araçlar, düşük tüketim değerleriyle öne çıkan ilk nesil hibrid elektrikli araçlara daha uygun fiyatlarıyla alternatif olmuşlardır. Bu gelişmeler hibrid elektrikli araç teknolojisinin daha basit ve ucuz maliyetlerle uygulanabilmesi yönünde olmasına yol açmıştır. Hafif ve mikro hibrid elektrikli araçlar baştan bir aracın hibrid olarak tasarlanmasına gerek olmadan, piyasadaki güncel modellere uygulanabilir olmalarıyla öne çıkmaktadırlar. Bu sistemler dizel motorlu araçların daha düşük tüketim değerlerine ulaşmasını sağlamaktadırlar. Özellikle mikro hibrid sistem, ek olarak fazla ekipman içermediğinden sistem karmaşasına ve yüksek maliyete yol açmamaktadır. Araca yerleştirilen elektrik motor, içten yanmalı motor rölanti devrinde iken motorun açılıp kapatılmasını sağlayarak, durup kalkmaların çok sık yaşandığı şehir içi kullanımlarında %10’lara varan yakıt tasarrufu sağlamaktadır. Çoğu otomobil üreticileri hızla bu sisteme sahip araçlarını piyasaya sürmektedirler. Bu bağlamda önümüzdeki 5 yıl içerisinde piyasaya çıkacak tüm yeni araçlarda bu sistemin kullanılması beklenmektedir. Hafif hibrid elektrikli araçların yaygınlaşması ise mikro hibridlere göre daha yavaş olmaktadır. SUV sınıf araçların şehir içi kullanımının yaygınlaşması ön ve arka akstan aynı anda tahrik edilen bu araçların yüksek tüketim ve emisyon değerlerinin daha fazla dikkat çekmesine yol açmaktadır. Özellikle bu tip araçlarda hafif hibrid sistem uygulandığı takdirde sürekli olarak ön veya arka aksın sadece biriyle içten yanmalı motor tarafında tahrik edilen araç gerektiği durumlarda diğer akstaki elektrik motorundan destek alarak ilerleyebilecektir. Bu sayede elde edilen verim artışı bu sistemlerin yaygınlaşmasını sağlamaktadır. 

ÜYELERİMİZDEN YORUMLAR

default_user

Popüler Haberler

UZMANDAN CEVAPLAR

Logo
Şifremi Unuttum
Logo