Dünyamızın enerji tüketiminin artması, buna karşılık başlıca enerji üretim kaynaklarından biri olan fosil kökenli yakıtların giderek tükenmesi gelecekte enerji sıkıntısıyla karşı karşıya kalabileceğimizi göstermektedir. Bu fosil yakıtların yanması sonucu ortaya çıkan çeşitli karbon dioksit (CO2), karbon monoksit (CO), azot oksitler (NOx), metan (CH4), kükürt dioksit (SO2) gibi gazların çevreye verdiği zarar ve azalan rezervler sonucu maliyetlerin artacak olması petrolün daha verimli kullanılmasını ve de alternatif yakıtların bulunmasını zorunlu kılmaktadır. Bu yüzden her sektörde olduğu gibi ulaşım sektöründe de petrole bağımlılığı azaltmak için çalışmalar sürmektedir. Günümüzde ulaşım sektöründe emisyonların azaltılması için yakıt tüketiminin azaltılması, alternatif yakıtların kullanılması ve yanma veriminin arttırılması üzerinde çalışmalar devam etmektedir. Alternatif yakıtların kullanımı ve hibrid sistemler üzerinde çalışmalar da devam etmektedir.
Yıllardır otomobilleri tahrik amaçlı içten yanmalı motorlar kullanılmaktadır. Bu motorlarda enerji kaynağı olarak çoğunlukla petrol türevleri kullanılmaktadır. Çünkü petrolün taşınması ve de depo edilebilmesi diğer kaynaklara göre daha kolaydır. Araçlarda elektrik motorlarının kullanılması üzerine yoğun çalışmalar sürmesine rağmen hala tam anlamıyla başarıya ulaşılamamıştır. Çünkü elektriği depo etme problemi, aracın menzilinin azlığı ve de şarj süresinin uzunluğu gibi dezavantajlar bu teknolojiyi zora sokmaktadır. Aslında elektrik motorları, içten yanmalı motorlara göre daha avantajlı motorlardır. Çünkü ilk devirlerden itibaren ürettikleri yüksek tork ve de düzgün güç bantları sayesinde transmisyon sistemlerine çok fazla ihtiyaç duymamaktadırlar. Sessiz çalışmaları ise bir diğer avantajlarıdır. Ayrıca tüm sistem verimleri olarak incelendiğinde elektrik motorlu sistemler, içten yanmalı motorlu sistemlere göre daha yüksek değerlerdedir.
