Ototeknikveri 07 Şubat 2021 10:25
Bu konsept, bir tür sürücüsüz ulaşım kapsülü öngörmek yerine, bir yaşam tarzı markası olarak Volvo'yu kapsıyor. Aktif bir yaşam tarzı sürdürmeyi sevenleri kucaklayarak, konsept paylaşımlı mobilite için hepsi bir arada bir çözüm sağlamayı amaçlıyor.
Goldwasser, "Her duruma uygun bir otomobille kişiselleştirilebilir yolculuklar sunan bu 'Volvo Deneyimini' yarattım. Müşteri, arazi veya aktivite seçimiyle ne tür bir yolculuğa çıkmak istediğini seçebilir." diyor.
Paylaşılan mobilite konseptlerinin büyük çoğunluğunun aksine, bu tasarım çalışması, trafik tıkanıklığı veya emisyonlar gibi yalnızca otomobilin ruhunu emen sorunlara odaklanmayı önlüyor. Bunun yerine, dağ bisikletinden sörf yapmaya kadar her şeyi kolaylaştıran, herkese uyan tek bir alternatif sunmak istiyor. Bunu özelleştirilebilir iç konfigürasyonlarla ve hatta kamp tavanı gibi harici eklentilerle yapıyor. Goldwasser, "Her spor veya doğa tutkununun böyle bir arabayı sadece birkaç günlüğüne de olsa rezerve etmesini sağlayan bir paylaşım hizmeti düşünmek istedim." diyor.
Tasarım açısından Volvo Experience, Volvo 240 Estate'in ikonik çizgilerinden ilham alıyor. Buna karşılık, daha akıcı yüzeylerden bazıları için ilham, Volvo’nun P1800S Rocket’den alındı.
Çok yönlü bir yaşam tarzı otomobil fikri yeni bir fikir değil (Citroen C3 Pluriel gibi). Ancak ortak bir mobilite kavramı söz konusu olduğunda, bu çalışma hem üreticilerin hem de kullanıcıların ilgisini çekebilecek heyecan verici bir çözüm.
Tasarım çalışmasının yaratıcısı Kevin Goldwasser, aynı zamanda BMW ve Audi'nin tasarım departmanlarında staj yapan bir teknoloji yönetimi mezunu. Volvo Vision hiçbir zaman gün ışığını göremeyebilir, ancak bu, üreticilerin bize bir gün sunmayı düşünebilecekleri türden çözümlere büyüleyici bir bakış.
Not: Bu, Kevin Goldwasser'in sunduğu bağımsız bir tasarım konseptidir ve Volvo ile ilgili değildir veya Volvo tarafından desteklenmemektedir.
Son Güncelleme : 07 Şubat 2021